‘Müşteri‘ kelimesi sizin nakit akış döngünüzde bir anlam ifade ediyor ise şayet, bu yazının muhattaplarındansınız demektir. Yıllardır bizlere öğretildiği üzere müşteri velinimettir ve kesinlikle onu memnun etmek için yapılan her türlü girişim mübahtır!
Gün geçtikçe değişen üretim sistemleri ve yeniden şekillenen arz-talep dengesi her adımda bize müşterinin ne kadar da önemli bir obje olduğunu hatırlatıyor. Üretimin yapıldığı pek çok işletme de, eğer belirli bir olgunluk ve kurumsallık seviyesine erişebilmiş ise, müşterinin aslında kendileri olduğu kabulüyle ilerleyip kalitesel anlamda güzel noktalara erişiyorlar. Yaptıkları işi oldukça iyi yapar hale gelip, hatalarda azalma ve müşteri memnuniyetinde yükselme gözlemliyorlar.
Müşteri odaklı olmak kurumlara böylesine güzel bir gelişim fırsatı sunarken, onlardan daha değerli bir takım fırsatı çalıyor; inovasyon.
İnovasyon, pazarda olmayan bir ürün ya da hizmeti ortaya çıkartmak ve talebi olmayan bir olgu hakkında arzda bulunmaktır. Yukarıda belirttiğim gibi arz-talep dengesi günden güne değişmektedir; birbiri arasındaki etkile ve etkilen döngüsü her baktığınızda farklı olabilir.
Eğer talebin arzı etkilediği bir pazara sahipseniz, müşteri odaklı bir ürününüz var demektir. Ancak arzın talebi etkilediği bir ürüne sahipseniz siz müşteri odaksız üretim yapmaktasınız ve muhtemelen bir inovasyon içindesiniz. Her geçen gün karşımıza çıkan yeni start-up kuruluşları artık müşteri odaksız üretimin hayatımıza girdiğinin kesin göstergesidir.
Henry Ford’un dediği gibi ‘Eğer insanlara ne istediklerini sorsaydım, daha hızlı atlar istediklerini söylerlerdi.’. Bu cümleyi Steve Jobs için de söyleyebiliriz; bize sorsaydı, o zamanlar için daha küçük telefonlar isterdik, fakat bu insanlar bize bir şey sormadılar, odaklarına bizleri değil; hayallerini yerleştirdiler ve dünyayı değiştirdiler.
İnsan doğru bir odak ile her türlü imkansızı başarabilecek bir varlıkken, odağına müşteri gibi basit istekleri olan bir canlıyı koymak enerji israfıdır. Cümle içindeki insan-insan tezatlığının farkındayım ancak demek istediğimi anladığınızı düşünüyorum.
Yani pazarın içinde bulunmak ve yer edinmek istiyorsanız tabi ki öncelikli olarak kendinize bir müşteri odağı seçeceksiniz ve onu memnun edeceksiniz. Fakat özüt olarak diyoruz ki, gelen kazancı yeniden müşteriyi memnun etmek için harcamanın bir manası yoktur. Günümüzde yıkıcı olarak piyasaya çıkan start-uplar, diğerlerine göre 1,5 kat daha fazla yatırımcı bulmaktadır. Yani zaman artık değişti.
Geçmişte 5-10 hatta belki de 40-50 yılda bir, birisi yıkıcı oluyordu. Artık her girişim öyle olma peşinde. Kimsenin müşteriyi önemsediği yok; herkes kurduğu işletmenin önemsenmesini istiyor.
Keyifli yaşamlar,