Kerim işe geç kalmak üzere ancak bunu idrak edecek durumda değil. Yatağında huzursuzca dönüyor. Üzerindeki yorganı farkında olmadan kafasına kadar getiriyor ve yatağının kenarında çalan alarmı kulak ardı ediyor. Rüyalar aleminde bir yerlerde dolanırken derinlerden bir ses duyuyor. Sesin kendi telefon alarmı olduğunu biliyor ancak rüyasındaki bir melodi olduğunu düşünüyor. Sesi kovalıyor. Ses bir an tanıdık geliyor ve aklında bir düşünce uyanıyor; geç kalmak. Rüyasında bir sınava geç kalmış. Yok, hayır, işe geç kalmış. Hareketleri hızlanıyor ve gözlerini telaşla açıyor.
İŞE GEÇ KALMAK
Kerim eliyle yarım yamalak gördüğü telefonunun ekranına dokunuyor. Erteledi mi yoksa tamamen iptal mi etti emin değil. Aheste aheste yataktan kalkıyor ve banyoya gidiyor. Sabah rutininin ortasındayken gözü bildirim geldiği için ışığı yanan telefona gidiyor. 06:08.
Saati fark ettiği anda hızla odasına gidiyor ve geceden kenara attığı pantolonunu giyiyor. İşe geç kalmak üzere olduğu için gömleğinin düğmelerini de yarım yamalak ilikliyor ve dünden beri hiç ellemediği çantasını alıp dışarı çıkıyor.
Sokağa çıktığında güneşi göremiyor. Belki o da işe geç kalmıştır. Fakat Kerim bunu düşünemiyor bile. Sadece servisin kendisini alacağı noktaya koşuyor. O koşarken servis yolun diğer ucundan geliyor ve zar zor yetiştiği serviste yeniden rüyalarına dalıyor. Serviste uyumayı öylesine seviyor ki, kendi yatağından bile güzel olabilir. Çünkü eğer servisin içindeyseniz geç kalmak imkansızdır.
HER YERE GEÇ KALMA DURUMU
Kerim karakteri üzerinden anlattığım örnek tamamen de hayali değil. Hayır, sizi kastetmedim. Her sabah aynı saatte servis için evden çıkıyorum. Ben servisi beklerken, karşı binadan bir kişi çıkıyor ve yakasını paçasını düzeltmeye çalışırken, koşuyor.
Bazen servis zaten orada oluyor, bazen de servis ile aynı anda varıyorlar. Yani her gün geç kalıyor. Aylardır devam eden bu süreç bende benzer konuları gözlemleme dürtüsü başlattı. Sonrasında fark ettim ki, hepimiz, bir şekilde, bir yerlere geç kalıyoruz.
HER ŞEYE DAHİL OLMAK
Çevremiz o kadar fazla seçenekle dolu ki, bir günde katılmak ya da katılmamak adına onlarca karar veriyoruz. Bir filmi izlemek ya da izlememek. Arkadaşlarınla akşam kafeye gitmek ya da gitmemek. O gömleği almak ya da almamak. Şu uygulamayı indirmek ya da indirmemek…
Liste uzar gider. Ancak durum net, yapılacak çok şey, yapmak için az zaman var. Bu çeşitlilik sosyal medya ile birleşince insanlar önlerindeki hemen hemen her seçeneğe atlıyor, atlıyoruz.
Başkalarından örnek veriyorum ama ben geç kalmıyor muyum? Sürekli. Sadece farklı konularda, farklı durumlarda. Fakat illa ki ben de geç kalıyorum. Aynen sizin gibi.
GEÇ KALMAK SADECE BİZİM İÇİN Mİ GEÇERLİ?
Hayır! Bu durum bizim ülkemize özel bir konu değil kesinlikle. Konu çok büyük.
Öyle ki, konu hakkında araştırma yaparken bir sitede ‘geç kaldığınızda söyleyebileceğiniz 5 cümle‘ diye bir yazıya denk geldim. Belki ülkemizde henüz konunun ciddiyeti fark edilmedi ancak YouTube bu konu üzerine çekilmiş videolarla dolu.
İnsanlar bunun bir alışkanlık olduğunun ve yanlış olduğunun farkında. Bundan kurtulmaya çalışıyorlar ve bu sebeple çeşitli yöntemler arıyorlar.
ÇÖZÜM ZAMAN YÖNETİMİ
Okuduğum yazılardan ve izlediğim içeriklerden sonra benim kişisel çıkarımım bu alışkanlığın en köklü çözümünün zaman yönetimi olduğu yönünde.
Önümüzdeki seçeneklerle beraber, kişisel limitlerimizin farkında olmalıyız. Sosyal medyada farklı insanları, çeşitli yerlerde görmemiz bu durumu gerçek kılmaz. Şuan, oturduğum yerden instagram profilimde bir fotoğraf paylaşabilir ve kendimi Mısır’da gibi gösterebilirim. Bu öylesine kolay bir şey ki, eminim benzeri olaylara şahit olmuşsunuzdur.
Bu sebeple gördüklerimize göre değil; ihtiyaçlarımıza göre harekete geçmeliyiz. Her şeyi yapmaya çalışmak bizi bir şeylere geç kalmaya zorluyor ve gecenin sabahında işe de geç kalmak kaçınılmaz oluyor.
Zaman yönetimimizi, kişisel limitler ile harmanladığımız ölçüde bu kötü alışkanlıklardan kurtulabiliriz. Fakat önce siz nelere geç kalıyorsunuz, onu bulmalısınız.
Keyifli Yaşamlar,