Ana sayfa » Yaptığın İşi Sevmek, Sevdiğin İşi Yapmak

Yaptığın İşi Sevmek, Sevdiğin İşi Yapmak

by salihkus

İnsan yapı olarak kendisinden başarılı, üst bir insanı hedef almaya yönelmektedir. Bu ‘üst’ olmak, genelde kişinin yaptığı, başardığı işlerdir. Yani Steve Jobs’ın Apple’ı kurması, Henry Ford’un Ford’u kurup üretim sistemlerinde çağının öteye geçmesi ve diğer birçok örnek gibi. Haklıdır da insanlar. Yani bence de 1895’de kurulan ilk Lunapark ve onu takip eden Walt Disney’in girişimi takdire şayandır. Bu insanların tamamı yaptıkları işleri seviyorlardı ve bu yüzden başarıdan başarıya koştular.

Ancak sadece yaptıkları işleri seviyor değil, aynı zamanda sevdikleri işleri de yapıyorlardı. Herkes yaptığı işi sevebilir. Belki de insanın zorunlu olduğu şartlara alışma içgüdüsü yüzünden çoğu insan için pek de problem değildir. Fakat insanın sevdiği işi yapması bu dünya için gerçekten de cesaret isteyen bir iştir.

“Eğer hayal edebildiğin bir şeyse, yapabilirsin.
Onların peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün rüyaların gerçek olabilir.        -Walt Disney”

Ne kadar da güzel demiş Walt Amcamız, hayal edin diye. Sonuçta her şey -ki burada şey derken gerçekten insanın yaptığı her şeyi kastediyorum.- öncesinde sadece bir hayaldi. O hayallerin peşinden gitmeye cesaret edebilen, sevdiği işi yapmak için dünyaya karşı savaşabilen insanlar sayesinde her biri gerçek oldu. Gerçek olmaya da devam edecek.

Farkı Nedir?

Peki, nedir bu iki kavram arasındaki fark? Sonuçta her ikisinde de işimizi seviyoruz. Başarısız olanlar işini sevmeyenler
değil miydi? Elbet öyledir, başarı için yapılan işin sevilmesi gerekir. Ancak başarı kelimesi iki farklı kategoriye ayrılabilir; varolanı yapabilmekteki başarı ya da olmayanı yapabilme başarısı. İşte bu iki başarının ayrıtı, sevdiğimizi yapmak ve yaptığımız sevmekten geçer.

Çok az insanın sevdiği şeyi iş olarak yapmaya cesareti vardır. Çünkü her zaman çevremiz bizden farklı şeyler ister. Bizden var olan sistem içinde bulunmamızı talep eder. Sürünün içinde olmak güvenlidir. Doğru. Ancak klasik bir söz olarak da kıyıyı kaybetmeden yeni dünyalar keşfedemezsin, her şeyi özetler. Sürüden ayrılıp sevdiği şeyi yapmayı cesaret eden insan başarılı olur. Diğer bütün insanların dediğinin tersine ticari manada da başarılı olabilir. Çünkü şayet siz o işi severek geldiyseniz dünyaya ve bu konuda yetenekliyseniz elbet birilerinin buna ihtiyacı vardır. Dünyadaki her bir insanın, bin bir değişik yeteneğine ihtiyaç duyacak insanlar illa ki olacaktır. Aksi takdirde öyle bir yetenek var olmazdı.

“Benim bir şeye yeteneğim yok,”

İşte duyulan en saçma sözlerden birisi. Saçma kelimesini kullanmayı pek sevmem ancak kişinin kendisini yeteneksiz görmesi kadar saçma bir şey olamaz. Bizler bu dünyanın bir ferdi olarak bir şeyler için varız. Hiç bir şekilde diğer insanlara yardım edemeyecek olsaydık var olmamızın amaçlarından birisi büyük bir boşluk olurdu. Şirinler Köyündeki şirinlerden birisiyiz. Sadece hangi şirin olduğumuzu bulmamız gerekli. Sonrası, zaten mutluluk.

Herkes Dahidir

“Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir.            -Albert Einstein”
Belki daha önce de kullanmışım ancak bu söze bayılırım. Bana göre ‘üst’ olmak bu demektir; insanlığın özünü yansıtan düşünceleri dile getirebilme cesareti.
Ne güzel demiş Einstein; herkes dahidir. Öyledir elbet. Her birimiz yetenekli birer dahiyiz. Ancak dünya henüz bizim yetenekli olduğumuz konuda bilgi sahibi olmayabilir. Daha iyi ya, elimizde sıfır bir piyasa var. Sektör lideri olmamız için önümüzdeki tek engel tabular(ımız). Onları da kırdıktan sonrası kolay.

İnsan tabi ki yaptığı işi sevmeli. Düşünsenize bir doktorun işini sevmediğini sizin onun hastası olduğunuzu… Eminim bunun gibi vakalar ile çokça karşılaşıyoruzdur çünkü Türk Toplumu olarak doktor olmak en mükemmel meslektir!! Bunu düşünen ailelerin çocukları da mükemmel doktorlardır!! (İstisnaları tenzih ederim.) İşte bu yüzden sevmeli insan işini, aksi takdirde o işin çıktısını kullanan birey için durum güzel olmaz. İşin sahibi için zaten değildir. Ancak bir de kişi sevdiği işi yapıyorsa, değmeyin keyfine.

İnsanların tamamen ait oldukları işi yaptıkları, hobin nedir, sorusunun, işin nedir, sorusuyla aynı manaya geldiği bir dünya ne kadar da güzel olurdu. Ben, şahsım olarak kendimi buna göre yönlendirmeye çalışıyorum ancak sürü kuvvetli. Ne kadar çok birey sürüden ayrılmaya çalışırsa, iş o kadar kolay olur. Bir ekosistem olur bu.

Sevdiğiniz işi yapmanız dileğiyle,

Bunlara da bakabilirsiniz