Ana sayfa » Endüstri Mühendisliği Okumak

Endüstri Mühendisliği Okumak

by salihkus

Bu bölümde okuyorum diye söylemiyorum ancak gerçekten de bir Endüstri Mühendisi olmak, olabilmek için okumak, okuyabilme çabası içinde Mühendislik Fakültesinde cebelleşmek zor bir iştir. Ancak size en başından gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki; kesinlikle değer.

Peki neden?

Öncelikle şunu kesinlikle unutmamalıyız; her meslek zordur. Zor görmediğimiz her olay sadece ‘davulun sesi uzaktan hoş gelir’ sözüdür tam manasıyla. Bunu hem ‘aman ne var canım, kolay iş’ diye bahsettiğim işleri yapamazken hem de sonrasında diğer insanlarla konuşurken kolaylıkla kavradım. Yani bir tek bizimki zor değil, hepsi zor bir iş. Ama kesinlikle -bence- endüstri mühendisliğinin artıları daha güzeldir.

Nedir bu Endüstri Mühendisliği?

Henüz lise sondaki cahil ve meraklı bir öğrenciyken dershane hocalarımdan birisi ‘gerçekten de endüstri mühendisliğini düşünmelisiniz,’ demişti. O güne kadar bana neyin uygun olduğunu keşfedemediğim için Mimarlıktır tutturmuştum. Mimarlığı seviyor değildim ancak en azından diğer bölümler gibi sevmiyor da değildim. Hocamdan duydum duymasına ancak ne olduğuna dair en ufacık bir fikrim yoktu. Çok değil, sadece beş yıl öncesinden (2010) bahsetiyoruz burada.

Nedendir bilmem, hiç o hocam ile birebir konuşmadım ama -yanlış hatırlamıyorsam geometri hocasıydı- dersin bir kısmında hep endüstri mühendisliğinden bahsederdi. Bir de Çin’e gidip, Çince öğrenip fuarlarda çevirmen olarak çalışmaktan. Ama tabi benim aklımda sadece bu kısımları da kalmış olabilir.

Neyse. Saolsun sınıftaki arkadaşlardan birisi bir gün sordu; endüstri mühendisliği nedir hocam peki? Ben merak etmeme rağmen soramamıştım çünkü o zamanlar sınıfın suskunlar tarafındaki gençlerden birisiydim(bu üniversite ve bölüm değiştirdi beni). Hocamız da basit bir örnekle anlattı. Bir marka söyledi. O zamanın çocukluğuyla bile bildiğimiz bir gıda fabrikasının adı. Sonra devam etti; yakın zamanda oraya bir elektrik üretim şebekesinin kurulduğunu ve artık fabrikanın kendi elektriğini kendisinin ürettiğini anlattı. Bu tip şeyleri 2015’de duymaya alıştık ancak 2010’da lise öğrencisi olarak bu tip olaylar duymazdık. ‘Endüstri mühendisi şirketi kara geçirecek fikirleri bulan insandır.’ dedi konuşmasının sonunda. Ben de etkilendim. Hem işletmeleri hem de insanlığı kâra ve kazanca geçirecek fikirler üreten birisi olmak istedim.

Sonuç olarak Pamukkale Üniversitesinde Endüstri Mühendisliği okuyorum. (Evet reklam birincil olmasa da hedefim.) Bu durumdan da oldukça memnunum. Zamanında puanım yetmediği için evime yakın üniversiteler yazamadım ve il dışında okumak zorunda kaldım ancak bu benim hayatımın en büyük fırsatlarından birisine dönüştü dersem, tamamen dürüst olmuş olurum.

Neden Zor?

Peki, bu kadar güzel de, neden böyle zor? Birincisi, henüz yaşım küçük ancak şunu öğrendiğimi kesinlikle söyleyebilirim ki; güzel olan her şey zordur. Bu yüzden sevdiğiniz ve sizi tamamlayan meslek zor olmalıdır. Çünkü zaten esas mesele o, zor olması. Ancak zor olan her şey güzel değildir, bunu karıştırmayalım.

En büyük zorluğumuz, uğraşlarımızın sistem üzerinde olması. Bir endüstri mühendisi makine yapmaz, bina dikmez, yol dökmez ya da diğer mühendisliklerdeki gibi elle tutulur işlere bulaşmaz. Bir endüstri mühendisi hangi makinenin neden daha optimum olduğunun analizini yapar(bkz. yandaki fotoğrafın en sağındaki kişiler), yolun kullanım oranlarını inceleyerek üzerinden geçebilecek maksimum ağırlığı hesaplar ve ona göre yol seçer ya da başka bir analiz yapar ve işin uzmanı mühendisin o işi daha doğru hesaplarla yapmasını sağlar. Yani şirketi kara geçirir, henüz şirket para harcamadan. Bu yüzden sanki biraz soyut gibidir. Veriler üzerine uğraşırız. Ancak en somut olan da verilerdir aslında, zamanda öğrenirsiniz.

Kendi işimizi kurmadığımız sürece -kursak bile bazı durumlarda- her zaman bir patronumuz ya da üstümüz olacaktır. O kişi muhtemelen sektörde sizden uzundur bulunan birisi olacaktır. O kişiye anlatılması en zor iş, onun yıllardır yaptığı işin aslında daha kolay bir şekilde yapılabileceğidir. O işletme körüdür; yaptığı iş için mevcut yolun tek yol olduğuna inanır. Ancak biz her zaman bir başka yol daha olduğunu biliriz, bilmeliyiz. Çünkü gerçekten de tek sınır -özellikle bu denli teknolojik günlerde- hayal gücümüz.

Yani işin özü bir endüstri mühendisinin birincil görevi patrona, bir endüstri mühendisine ihtiyacı olduğunu anlatmaktır. Bu yüzden zordur. Yıllardır su içtiği bardağı elinden alıp, başka bir bardak vermeyi teklif ediyorsunuz. Ve diyorsunuz ki, şuan değişim yüzünden zarar görmüş gibi hissedeceksin ancak yedi yıl sonra bana teşekkür edeceksin. E, adam haklı, yedi yıla kim öle, kim kala.

Lakin öyle olmamalı. Siz bir endüstri mühendisliği programında okuyorsanız kesinlikle -hedefiniz memur olmak değilse- size ihtiyaç olduğunu insanlara anlatabilmesiniz.

Bir de fakültedeki diğer mühendislikler var tabi. Makine mühendisleri özellikle bizi çok sever!!! Bazılarına göre bir dünyanın en gerekli!! mühendisliğiyiz. Kimisi de derki, dersleriniz çok zor!!

Hepsi belki doğru, belki yanlıştır. Ama şunu unutmayın, fakültedeki diğer mühendislik okuyan arkadaşlarınıza karşı kendi bölümünüzü savunmanız sizi inanılmaz derecede sahaya hazırlar. Savunun. Çünkü endüstri mühendisliği okumak bir yana, olmaya aday olmak bir ayrıcalıktır. Her savunma ve gereklilik tartışması size bu ayrıcalığı kazandıracaktır.

Son olarak da bir kez daha reklam yapmak gerekirse, gerçekten de birçok -çevre- üniversiteye göre Pamukkale Üniversitesini seviyorum. Ama bu benim. Kendimi tanıyorum ve gelmeden önce burayı araştırdım, sorguladım. Belki de size uygun olan bir yandaki şehirdedir. Önemli olan verileri inceleyip analiz yapmak ve yedi yıl sonra kara geçeceğiniz yeri seçmek sonuçta.

Bunlara da bakabilirsiniz